24 Mayıs 2010 Pazartesi

yat gez yüz çık




hani gözünüzü aynalardan alamazsınız,kendinize bakmaya doyamazsınız ya,işte o bende yat gezisi sonra olan bir durum.sürekli aynalara bakıp süzülüyorum.sapıklıktan değil kendimi inanılmaz güzel hissediyorum yat gezisi sonrası ondan.önceki hayatımda neydim acaba ki deniz suyu ve güneş bana bu kadar iyi geliyor.fokmuydum mesela.saçlar ve cilt parlıyor vücut hemen şekle giriyor.sihirli bir değnek gibi bana göre yat gezisi.
o kadar çok tekneyle geziye çıkıyorum ki artık bu konuda kitap bile yazabilirim.

bir kere herzaman için saat 10 da kalkıyor dedikleri tekne asla ve asla vaktinde kalkmaz,dolmasını beklerler çünkü.ama yine de erken gitmeliyiz ki en üstteki stratejik noktalara havlu koyalım.ama genelde ilk oturduğumuz yerden memnun kalmayıp ilerleyen saatlerde değiştiririz.üst katta uzun süre kalabileceğini sananlar da tekne hareket ettikten 15 dk sonra pişmiş bir şekilde aşağıya inerler.

ülkemizdeki tekne profili ne yazıkki çok sevimli değildir.genelde piknik kafasındaki aileler ve hiç görmek istemeyeceğimiz vücutlar görürüz. YARIMADA bir ülkenin insanı değilmişcesine yüzme bilmeyen,mayo ve şort seçimlerinde hiç başarılı olmayan insanlar doludur tekneler tıpkı halk plajlarındaki gibi.
ayrıca yüzme bilmeyen insanların tekne gezisinde ne iş aradıkları ise uzaylıların çözeceği birşey diye düşünüyorum.


tekneye adım atar atmaz iftar açarmışcasına yanlarında getirdikleri yemekleri yemeye çalışanlar da olmazsa olmazıdır gezilerin.genelde yüzülmediği zamanlarda insanlar bişeyler yiyor olur nedense.hayatlarını böyle idame ettiriyorlarmış gibi,yüzme ve yemek.
bütün gün neşe içinde yüzenler akşam dönüş yolunda kıpkırmızı ve mutsuz bir şekilde aşağı gölge kısımda otururlar.çünkü yat gezileri en kuytuda kalsanız bile sizi orta ateşde pembeleşinceye kadar çevirir sinsice.

en can sıkıcı konu ise yol boyu durmadan beyninizi yerinden hoplatan apaçi müzikleri.herzaman son ses ve en remikslisinden olurlar.ipodunuzun sesini açmayı bırakın, beyninize yerleştirseniz bile fayda etmez.sadece başınız ağrır başka da bir faydası olmaz,o müzikten kaçamazsınız.koylara yanaşıldığında sesi alçalır -yasak olduğundan o da- biraz yüzerken huzur bulursunuz,tabi etrafta bağıran çığıran insanları hesaba katmazsak.bu müzik olayı dönüşte en sıkıcı boyuta ulaşıp tarz değiştirir ve göbek havasına döner.en tadını çıkarıcağınız o muhteşem manzaralı akşam saati yolculuğu mezdekelerle hoplayıver çekirgelerle zayi olur gider.genelde teknedeki miçolar da göbek atıp kitlelerini eğlendirir.

bu tekne gezilerinde çok az eğlenmeyen insan olur çünkü türkiye böyle bir yer.100 kişilik teknede 10 kişi memnun kalmaz en fazla.bunlardan biraz sıyrılmak isterseniz haftasonu değil haftaiçi gezilere çıkmalısınız.türk gruplarının olduğu teknelerde başınızın ağrıyacağına emin olun ve kaçının.uzun değil kısa turları tercih edin.
paranız veya çevreniz varsa özel yatla çıkın tabi.ama özel yat insana tembellik verdiğinden çok gezme meraklısı arkadaşlarınızı tercih etmelisiniz.yoksa bir koyda çakılı kalırsınız tüm gün.

yine de hepsine tüm o kargaşaya kalabalığa değer bence.ertesi gün sizde sadece o gezinin güzelliği kalıyor çünkü.
aynalara cilvelenmenin bedeli var sonuçta.









8 Mayıs 2010 Cumartesi

kerizella


önceden sadece güneşli bir güne uyanmak yeterliyken artık o da yetersiz kalıyor.çünkü biz insanlar hiçbirşeyle yetinmiyoruz.yaz geliyor yine mutlu değiliz.
ben değilim açıkcası,ben aslında iyiyim de,beynim hiç mutlu değil.
herkes herşey içeri girmeye çalışıyor.popüler bir mekanmış gibi herkes görmek istiyor ve geride pisliğini bırakarak terkediyor beyin mekanımı.
uyurken huzurlumuyum bilmiyorum çünkü hatırlamıyorum.yatarken yine milyonlarca düşünce,uyanınca yine aynısı.hiçbirisi benimle ilgili değil hep başkaları.gözümü açar açmaz telefon geliyor yine benimle,güzel hatrımla ilgili değil.
benim işim aslında yaptığım şey değil.benim işim kendim dışımda herkesi herşeyi sürekli düşünmek.kurdeşen dökercesine düşünmek çoğu zamanda.ya da kafadan atamamak.
dünyaya bunun için mi gönderildim acaba.kerizlik gezegenin son elemanı olarak ben mi kaldım.
neyse, ne mi istiyorum?sadece kendimi düşündüğüm ve geri kalan herşeyin herkesin beni düşündüğü günler istiyorum.birisi sırtına alıp götürsün beni ve kurtarsın istiyorum.