11 Ağustos 2011 Perşembe

insansız ilk yazı uzaya gönderildi


babam merdivenleri çıkarken yüksek ökçeler kitabını hatırlatıyorsun bana dedi
yürürken veya merdiven çıkarken biraz fazla vuruyorum ayaklarımı
topuklu ayakkabı giydiğimde zeus yere indi sanılabiliyor
yapabileceğim bir şey yok
evin içinde yürürken havalanan takvimler sallanan tablolar yüzünden babam bana kız değil dragon der
artık takvim yok ama merdiven var
ve babamın bana yüklediği orijinal sıfatlara hep yenisi ekleniyor
çalıkuşu gibi bir sıfatım olmadı hiç, herkes tarafından söylenen
mesela bugün çalıkuşu feride nin bir sabah yıllardır görmediği sevgilisine armutlu süt hazırlamak için erken kalktığı an gibi heyecanlı uyandım
ama feride gibi de değilim çalıkuşu da
hiçbir şey olmak istemiyorum
dragon olmak zaten yeterince tuhaf
komşunun kızının bana yıllarca nutella abla dediği günler vardı
artık o kız komşumuz değil bu yüzden ben de nutella değilim


bir tavşan aldım
senden bir farkı yok bu tavşanın dedi babam
nedenini hiç anlamadım önce
tek bildiğim o tavşanı banyo lifi gibi boynuma kollarıma sürme isteğim
bana alerji yapmasına rağmen
hasta ve yaşlı makar devuşkin gibi öksüre öksüre şunları yazmama neden olsa bile
seviyorum onu
her yere pisliyor ve en sevmek istediğim zaman kaçıyor
ama seviyorum


gıcık bir insanımdır kesin
çok duyduğum şeylerden birisi de bu
bazen bu insan beni neden seviyor acaba diye düşünüyorum
arkadaş da olabilir bu aşık da
sevilecek hiçbir şey yapmıyorum
sonra düşünüyorum
belki de gerçekten bir tavşan gibiyimdir
insanlığa hiçbir faydam yok
tam tersi milleti yoruyorum
ama yine de sevmek istiyorlar
yanaklarımı görünce mutlu oluyorlar
onlardan kaçınca kızamıyorlar


kendi kendime alerjim var
belki de gerçekten insan değilim.