8 Ekim 2010 Cuma

28


genel olarak iyi bir vücut tipim olduğunu düşünsem de bazı şeylerin üzerimde eğreti durduğu kesin.
mesela şalvar pantolonlar, aşırı vatkalı elbiseler, diz altı etekler bunlardan bazıları.
ama asıl üzerimde tuhaf duran şey yaşım oluyor ve bunun çaresi yok. yeni yaşımda ne kadar mutlu olduğumu hiç kimsecikler tahmin edemez. ama 27 dediğimde bile o devrilen gözler, yok artık demeler 28 olduğunda ne olacak kim bilir diye düşünürken, oldum bile.
kaç yaşına girdin diye soranların yüzündeki sen o kadar büyük müydün bakışı beni çok eğlendiriyor, orası ayrı.
ama kim bu insanları kodladı kim şu yaştaysan şöyle olmalısın diye kural koydu hiç bilmiyorum.
benim ailem neyse ki beni böyle sınırlamadı. ailecek genetik olarak şanslı olduğumuzdan da olabilir.
geçen yıldan beri yeni yaşımla ilgili bir geleneğim var. çevremdeki yaş olarak benden büyük olan ama çok da fazla büyük olmayan, hayatından gayet mutlu insanlara soruyorum, benim yaşımdayken ne yapıyordun ve bu yaş için bana ne tavsiye verirsin diye. insanlara hem hatırlama hem de kafalarından geçeni samimiyet ile söyleme fırsatı vermeyi seviyorum. hayat ile ilgili tavsiye istenmesi her insanı mutlu eden bir olaydır çünkü.
geçen sene herkes 27 yaşı ile ilgili işsel olarak önemli bir yaş olduğunu söylemişti, ne istediğimizi bulduğumuz bir yaş olmuştu demişlerdi. benim için de benzeri oldu diyebilirim.
en azından kafam netleşti bu konuda.
bu sene geçen seneye oranla daha çok kişiye ve daha çok şeyler yaşamış insanlara sorma fırsatım oldu. herkes aynı şeyi söyledi 28 yaşında gerçekten en yapamadığın şeyi yap ve bu yaşının tüm meziyetini kullan dediler.
ayrıca bu yıl gerçekten kutlayabildiğim nadir yıllardan birisi oldu. insanlar seninle beraber mutlu olduklarını belirttiği zaman gerçekten mutlu olduğundan doğumgünü kutlamaları seviliyor bence.

ben de 28. yaşımın üzerimde en sevdiğim bikinim gibi durmasını diliyorum.