24 Nisan 2012 Salı

MUTLU


               


geçen aylardan bir günde 
en son ne zaman ağladın diye sorduklarında
yıllar önce şortlarımı kaybettiğimi sanmıştım 
işte o zaman demiştim 
öncesinde de çok uzaklara bakıyor gibi düşünerek 
ne zaman olduğunu hatırlamaya çalışmıştım 
bir yaz günü şortsuz kaldım sanıp ağlamalarım geldi aklıma 
sonradan bulduğumda ise gözlerim yaşlı fakat keriz bir gülümsemeyle 
kaybolmamışlar demiştim 

bu konuşmalardan bir süre sonra 
tavşanımın öldüğünü öğrendim 
şu hayatta en çok bağlandığım tombul yuvarlağın 
kışın donarak öldüğünü söylemişti adam 
hayvanat bahçesinde tüm hayvanlar canlı kanlıyken 
sadece benim tavşanım ölmüştü 
sürekli rüyalarıma giren ve delicesine özlediğim 
tüm elbiselerimi hatta saçlarımı bile yiyen şeyi 
artık omzuma alıp ne güzel bir his diyemiyordum 
tam da akbabaların olduğu kafesin yanından geçerken 
merdivenlere oturup ağladım 
daha geçen gün en son ne zaman ağladığımı 
gökyüzüne bakarken hatırlamaya çalışan ben 
o an hayvanat bahçesinde akbabaların yanında ağlıyordum 
ve ne kadar kötü bir his olduğunu hatırlıyordum 
gözümüzden sular geliyor ve kontrol edemiyoruz 
hiç bana göre bir durum değil 
hislerim eğitimli subaylar gibi diye bilirdim 
disiplin en üst seviyede hep kalbimde 
ama bir tavşan beni mahvetti 
tüm gün ağladım 
keşke şu an tüm kıyafetlerim kaybolsa 
ama tavşanım geri gelse dedim 
sayısını bilmediğim kadar şortum var ama 
beni seven yanaklar yok artık 

kötü bir gün geçirdiğimde 
umarım hayatımdaki en kötü an budur 
ve ben artık sıramı savmışımdır diyorum 
ama asla böyle olmuyor 
zaten güvenemiyorum da 
insan bol bol sevmeli mi 
yoksa hiç sevmeden ölmeli mi 
karar veremiyorum 
sevgim asla bir şeylere yetmiyor 
bende fazlasıyla taşıyor gibi görünürken 
bir adım atıyorum 
ama aya çıkmam isteniyor 
bir şeylere çabalamadan mutlu olunmuyor 
insanların ben seviyorum hem de çok seviyorum diyip 
huzurla uyumaları ve köşelerine çekilmeleri beni mutlu etmiyor 
sanki herkes evine uyurken 
ben çalışıyorum gibi hissediyorum 

mutlu olmak kilo almak gibi 
şiştikce şişiyorsun 
ve kimse seni uyarmıyor 
en sonunda bir şeyler patlıyor 
veya tüm çıplaklığınla kalman gerekiyor 
o zaman anlıyorsun 
her mutlu oluşun sonunda aç kalmak var 

kolumdaki ize bakıyorum bazen 
yaz günlerinden kalma bir çizik 
tavşanımın tırnağının izi 
hiç anlamasa bile ve canımı da acıtsa 
onu çok sevmiştim 
hiç şikayet etmemiştim 
bana seni seviyorum dememişti 
ama varlığı yeterdi 
yokluğu bile yeterken üstelik 

mutsuz olmak mutlu olmaktan daha kolay 

bu aralar hep kolaya kaçıyorum.