1 Eylül 2010 Çarşamba

kökü bende


saç bir kadın için en önemli uzuvlardan birisidir.evet bana göre saç bir uzuvdur.el ayak gibi de değildir,hiçbir şey yapmasa bile varlığı yeter.
benim hayatımda saç çok daha önemlidir çünkü kendileri baya beni ezip geçmiş ön plana çıkmışladır.doğarken saçlı doğmuşum bir kere,o zaman belliymiş kendi şahsına münhasır olacakları.albümlerde hep upuzun dalgalı saçlarla dolu fotoğraflar.sonra birden küt oluyor onlar.sebebi tabiki de bitlenmek.
bir gün otobüsle bir yerlere giderken,muavin beni yanına çağırıyor ve saçlarımı o steril olmaktan uranüs kadar uzak mavi tarağı ile tarıyor.dolayısıyla bitleniyorum.annem dünyanın en titiz kadını,kökünden kazıtmak istiyor ama dayımın eşi ve tüm akrabalar gürül gürül saçlarımın hastası olduğundan izin vermiyorlar.ben tabi saçlarımda yaratıklar yaşıyor diye ayrı bir buhranlardayım.eve döndüğümüzde annem anında beni kuaförümüz fevzi'ye götürüyor.ben yanaşmıyorum çünkü saç değil benim için bambaşka bir şeyler onlar.boyum kadar var zaten,yıkıyorum ortalığı.ama annem oburluğumdan istifade ederek o sihirli cümleyi söylüyor'' saçını kestirirsen sana fındıklı 9 kat alırım''duyduğum an hipnoz olmuşcasına kesiniz diyorum.fevzi de saçıma kıyamadığından en ibiş boy ölçüsü olarak kulak hizamda küt kesmesine rağmen upuzun bir kuyruk bırakıyor ve onu sarıya boyuyor hayatıma renk katmak için.
saçım küt kesilir kesilmez birden 10 japon saçı gücünde düzleşiyor ve altında sapsarı upuzun bir kuyruk.o kadar siyahlar ki insanlar soruyor hangisi peruk sarı olan mı siyah olan mı diye.fethiye'ye gidiyoruz ve o yaz orda bir sarı kuyruk modası başlatıyorum.
ortaokul da bir gün beni okula almıyorlar,annemi çağırıyorlar.diyorlar ki utanmıyormusunuz küçücük kızın saçını boyatmaya.annem delimisiniz siz boya değil,kendiliğinden koyu siyah diye sinirleniyor.zaten ortaokul olmasına rağmen hala mantıksızca siyah önlük giydiğimiz bir yer olduğundan şaşırmıyoruz bu tepkiye.
liseye başlayana kadar kah küt kah omuzlarda gidiyor saçlarım.ama yine dalgalanmaya başlıyor.kabardıkça kabarıyor.tipimiz benzediğinden ve biraz da artist bir insan olduğumdan çevremin takdiriyle beverly hills teens'deki bianca dupree oluyorum.hala da bu ünvanı koruyorum başarıyla.
o zamanlar saçlarımı özgürce açabilmem için tek bir yol vardı o da düz föndü.her hafta mutlaka bir kez düz fön çektiriyordum,onun dışında da lara croft gibi örüyordum yukarıdan toplayarak.
saçlarımın kölesi olarak geçirdiğim yıllardan sonra birgün,2006 civarında(yukarıdaki fotoğrafımın çekildiği yıl),ankara'da en pahalı kuaföre gidip gardroplar dizecek parayı saç kesimine vermenin şikayetini yaparken bir arkadaşım ucuz ama güzel bir yer tavsiye ediyor.gidiyorum yeter artık diye.adam bana diyor ki bu saçlar ne,başın ağrımıyor mu senin?çocukluğumdan beri olan kronik baş ağrımı hatırlıyorum ve evet her zaman diyorum.saçlarının aralarından alacağım diyor ve makası diplerine yönlendiriyor.o an kalp krizi geçiriyorum ufaktan ama belli etmiyorum.kuaförden çıktığımda kendimi çıplak kalmış gibi hissediyorum.annemi arıyorum,anne adam saçlarımının aralarından aldı kuş tüyü gibi oldular diye.annem ben de yaptırıyordum gençken bişey olmaz iyi olmuş diyince,madem bunu bilyordun kadın neden yıllarca yorgan gibi saçlarla dolaştırdın beni diyorum,ilerde çok arıyacaksın o yorganı diyor.
o yaz ilk defa saçlarım açık gezdim.haklarını kazanmış zenciler gibi bir huzur geldi bana.bundan sonra saçların esiri olmak yok diye savurdum hep.
geçtiğimiz yazdan bu yana saçlarıma olan sevgim arttı.eski hallerini özlediğimden artık daha az kırptırdım aralardan.şimdi kendileri ile çok iyi anlaşıyoruz.yıllardan beri de ilk defa bu kadar uzattım(burda belime yakın bir yeri gösteriyorum).yıkadığım gün değil de ertesi gün en güzel olduklarını biliyorum,kendilerini sık sık serbest bırakarak ödüllendiriyorum.düz fönü de sadece nemli ve pis istanbul günlerinde çektiriyorum.o zamanlar yine enginlere sığmıyor taşıyorlar çünkü.hayatımda kuaförde fön ve kesim dışında hiçbir şey yaptırmadım ayrıca.saatlerce kuaförde durabilecek bir insan değilim çünkü.

kısa saçın da yakıştığı kadınlar var ama bu konuda ben geri kafalıyım
kadın dediğin uzun saçlı olur.
saçından huylanan kadınlara da üzülüyorum,erkek okşayamayacaksa saçı uzatmanın manası nedir.

3 yorum:

  1. Küçük bir hatırlatma. Noktalama işaretlerinden sonra bir bosluk bırakmak gerekiyor. Yazıyı daha kolay okunur yapacaktır. Selamlar

    YanıtlaSil
  2. farkındayım ama hiç hoşlanmıyorum o boşluk olayından, yine de denerim(denedim bile bak)

    YanıtlaSil