15 Mart 2010 Pazartesi

akyaka


yine akyaka dayım. cuma günü geldim,huzur için.
çok da huzurluyum diyemem çünkü akraba ziyaretine denk geldim
ve gerçekten kafam şişiyor
kadınlar neden bu kadar çok konuşuyor?
şu an gördüğüm kadarıyla ayı sansarı denilen yaratık bir hayvan bile aile ilişkilerine önem verirmiş
ama ben akraba ilişkilerime çok da sadık değilim.
bir dayı birkaç kuzen yetiyor bana.
zaten dayılardan yana derdim yok ama yengelerin çeneleri çok düşük.
bir de hayatımda 2 kez gördüğüm insanlara karşı neden sevgi besleyeyim ki?
çekirdek aileme şükürler olsun diyorum.
geçen gün istanbul daki eve girerken süper yaşlı ev sahibimizi gördüm ve biraz duygulandım.dede olayı çok uzak bana.hiç dede görmedim.bence o adam çok şahane bir dede.
taşındığımız için tek üzüldüğüm şey o dedeye veda edememek oldu.çünkü ben buraya geldikten sonra güray taşıdı evi.belki birgün giderim helal et hakkını derim.dedeler helalleşmeyi severler bence.
burda da yeni ev telaşı var,istanbulda da.hergün birtakım ev terimleri dönüyor kafamda.herkes birşeyler konuşuyor
bu hafta otele yerleşeceğiz sanıyorum taşınana kadar.ben zaten hiç bilmiyorum kaç gün daha burdayım.cumaya kadar kesin ondan eminim.
akyaka yı çok seviyorum,ailemden sonra sevgimin hiç değişmediği tek varlık akyaka.
çünkü her zaman bana güneşin en güzel ışınlarını,havanın en temizini,manzaranın en büyülüsünü veriyor karşılıksız.(babam gibi yazmaya başladım resmen)
yarın çınar koyuna gideceğiz,güneşlenmeyi düşünüyorum.ama ne yazıkki buz gibi denize girmem imkansız.olsun bu da yeter.
istanbul u düşündükçe bir tuhaf oluyorum bu yüzden kendime düşünmeme yasağı koydum.her yasak gibi aklımdan çıkmıyor bu yüzden.böylesi bir kadın kafası.

o değil de,bahar gelmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder