26 Nisan 2011 Salı

afiyet olsun


kendimi güvercinli neneler gibi hissediyorum

çatı katında yaşayan bir insanın başka bir seçeneği yok

amerika da yaşasaydım belki rakunlarım olurdu, onu da çok isterdim

ama şimdi sadece çatımda tıkırdayan, sağımda solumda pencerelerde guguklayan güvercinlerim var

dün hayatımda ilk kez aşurelik bulgur aldım

tabi ki güvercinlerim içindi

sanki güvercin değil de kızılay çadırında yaşayan depremzedelermiş gibi evdeki tüm bakliyatlar ve ekmekler onlara gidiyor

insan hayatında ilk defa bir şey aldığında artık o şey kendisiyle akrabalık kazanmış gibi oluyor

bundan sonra ben aşurelik bulgur görünce en azından bir selam verip geçmeliyim gibi

sonuçta bir kere aldım evimde ağırladım

bir defa yurtdışına çıkmış insanın ikinci seferinde dış hatlar terminaliyle buluşmasındaki rahatlık gibi ben de ilk kez aldığım domestos ile bir kez daha karşılaşırsam artık içini dışını bildiğimden bana temiz bir rahatlık gelir.

insanın tepesinde tıkırdayan bir güvercinin biraz dinlenince hayatı ne kadar değiştirdiğine inanmak tuhaf gelebilir

aşurelik bulgur kutsal bir şekilde pişirilip komşulara gönderilemedi

şu hayatta ne amaçla varım diye biraz fazla sorgularsak, aşurelik bulgur gibi üzülebiliriz

öyle ya da böyle mideye ineceğiz çünkü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder